Sunday, December 17, 2006

Gölgeler


Üzerinde,etekleri çamur lekeleriyle dolu,beyaz,saten bir gecelik vardı.Çıplak ayakları onu,mezarlığın yanındaki patikadan,ormana doğru götürüyordu.Gecenin siyahına inat,beyaz,çamurlu geceliğinin içinde,bir melek gibiydi.Kaçıyordu.Ve hızlı olmalıydı.Gölgeler,onu her an yakalayabilirlerdi.Heryerdeydiler çünkü.Işık olan heryerde.Onu,şehirdeki evinden,mezarlığa kadar kovalamışlardı.Ancak,ormanın koyu karanlığında izini kaybettirebilirdi. Ayaklarına,kırık dal parçaları batıyor,o hiç aldırmadan yürümeye devam ediyordu.Herşey,o tuhaf uçağın,kasabaya düşmesiyle başlamıştı.Meraklı kasabalılar,hemen uçağın başına toplanmışlardı.O hariç.O yalnızca uzaktan bakmakla yetinmişti.Eğer öyle olmasaydı,şimdi oda gölgelerden biri haline dönüşecekti.Uçağın kapısı açılmış,siyah,dev bir gölge tüm kasabalıları yutmuştu.Geride sadece gölgeleri kalmıştı.Ve onlarda yeni kurbanlara aç,koyu siyah gölgelere dönüşmüşlerdi.Ve mezarlığa kadar kaçmıştı zebanilerden. Ormana vardığında,iri gövdeli,büyük bir ağacın önünde durdu.Etrafına bakındı.Tehlike yokmuş gibi görünüyordu.Oldukça yaşlı görünen ağacın altına,bitkin bir halde yığılıp kaldı.Boğazında düğümlenip kalan hıçkırık,sukunet dolu ormanın,tüm ahengini bozacak kadar yüksek bir sesle yankılandı.Göz pınarlarından sıcak,ıslak yaşlar döküldü."Kimden kaçıyorum ben"diye düşündü."Her sabah,gazetimi aldığım büfenin sahibi Selimdenmi.Yoksa en iyi arkadaşım Sudedenmi."Ama onlar artık Selim ve Sude değildi.Onuda kendilerine benzetmeye çalışan yaratıklardı onlar.Ama bunu başaramayacaklardı.Ölümü pahasınada olsa o koyu,ruh emicilere dönüşmeyecekti.Ayağa kalktı ve telaşla etrafına bakınmaya başladı.Bir cam parçası veya herhangi kesici birşey arıyordu.Eğer onlardan birine rastlarsa,onu ele geçirmeden öldürecekti kendini.Uzakta parlayan birşey gördü.Şarapçıların şişelerinden biri olmalıydı.Parıltıya doğru ilerlemeye başladı.Yaklaştıkça parıltı,kendini yanar dönerli,parlak ışıklara bırakıyordu.İçini derin bir korku kaplamıştı,buna rağmen yürümeye devam ediyordu.Parlak ışıklara ulaştığında artık herşey için çok geçti.Gölgeler etrafını çoktan sarmıştı bile."Bırakın beni" diye bağırdı ama onlar aldırmadılar...
Dr.Çiğdem ve hemşiresi,hastahane kokan,uzun koridordan sağa döndüler.Bu bölüm 1.derece hastalara aitti.Önlerinden hızla geçtikleri odaların herbirinden farklı bir çığlık yükseliyordu."Gölgeler gölgeler" diye yankılanan haykırışın geldiği odanın önünden geçerken,Çiğdem yavaşladı.Krem rengi,solgun kapının küçücük penceresinden içeri baktı.Hemşireye dönerek "Bu hastanın nesi var"diye sordu.Hemşire elindeki hastalara ait dosyayı alel acele karıştırdı."Trajik bir hikaye"dedi yüzünü buruşturarak."Daha evleneli 2 hafta olduğu halde,havacı olan kocası göreve gitmiş.Ve nasıl bir tesadüfse,görevinin ikinci gününde uçağı evlerinin yakınındaki kasabaya düşmüş.Kadın uçağın içinden ölü çıkan kocasını görünce,"gölgeler" diye bağırarak ormana doğru kaçmaya başlamış.Polisler onu ormanın en karanlık köşelerinden birinde bulmuşlar."İkisede yüzlerinde acıyan bir ifadeyle tekrar pencereden içeri baktı.Ve topuk sesleri senatoryumun parkelerinde yankılanırken yürümeye devam ettiler.



Yazar : TubaSapan

Tarih : 18.12.2006

No comments: